Arama

İÇİMİZDEKİ BİLGELİK

 

Varlığımızın merkezindeki derinlikte sonsuz bir sevgi, sevinç, huzur ve bilgelik vardır.

Bu her  birimiz için geçerlidir.  Ancak içimizdeki bu hazinelerle ne  sıklıkta  temasa

geçiyoruz? Bunu günde bir kere mi yapıyoruz? Arada sırada mı? Yoksa içimizdeki bu

hazinelerden bütünüyle habersiz miyiz? (Louise L.Hay – Düşüncenin İyileştirici Gücü)

 

İnsanoğlu, fiziksel  ve biyolojik birçok mükemmellikle birlikte yaratılmıştır.

Bedenindeki  kusursuz uyum, organların çalışması, birbirini  tamamlayan birçok

sistemin bir arada  bulunması insanı yaratılanların en üstünü  kılmaktadır. Aslında

insanı kusursuz kılan tek şey, biyolojik olarak mükemmel tasarlanmış olması değildir.

Bundan daha da şaşırtıcı olan şey, henüz sınırlarını keşfedemediğimiz bir ruhsal yapı

ile donatılmış olmasıdır. Her birimiz birçok duygu, his ve düşünce ile donatılmışız. 

 

Derler ya her Adem, bir alem. Sanki bu koskoca kainat, küçültülmüş ve bizim

içimizde yeniden var olmuş. Şu an gözlerinizi kapatın ve o kısmınızla temasa geçin.

Merkezinize gitmek, sadece bir nefes ötede. İhtiyacınız olan tek şey, odaklanmak.

 

 

İçinizdeki  sevinci  hissedin, yaşama sevincini.  Sonra huzuru hissedin, sevgiyi

hissedin, sevginin sizi saran sıcaklığını hissedin. Ardından içinizdeki sonsuz bilgeliğe

gidin. İnanın bana insanoğlunun

yaratıldığı günden bu güne kadar

yaşadığı her  evre bizim  genetik

kodlarımızda gizli. Bu bilgeliğe

hepimiz sahibiz. Binlerce yılın

bilgeliğini paylaşıyoruz.

 

 

Tasavvufta; vücut ruhun

bineği  olarak nitelendirilir. Yani

ruh  kutsal  bir varlıktır ve manevi

 

alemdedir.


Ama


hedefine

 

ulaşması,          yaradılış         gayesini


yerine getirmesi için bir bedene ihtiyaç duyar. Beden ise bu dünyadadır. İnsan doğum

ile dünyaya geldiğinde; manevi  dünyada ki  Ruh ile yaşadığımız fiziksel  dünyadaki

beden bir araya gelir. Bizim  bedenimizde, hem dünyanın, bu fiziksel  alemin tüm

elementleri  varken, ruhumuzda da kavrayamadığımız manevi  alemin izleri  var.

Bunların dışında bir de akıl var. Akıl; ruhun veziri, bedenin hocasıdır. 

 

Bu hazineler,  ruhani bağınızın bir  parçasıdır  ve esenliğiniz için hayatidir.

Vücut, akıl  ve ruh – tüm  üç düzeyde dengede olmamız gerekir. Sağlıklı bir vücut,

mutlu bir akıl, güçlü ruhsal bağlar; tümü genel dengemiz ve uyumumuz için gereklidir.

 

Kişinin kendini tanıması, hayatı anlamasına

rehberlik eder. Hayat ile bir olmayı hissettikçe,

öfke,       nefret,       önyargı        gibi      duygulardan

vazgeçebiliriz. Biz inanılmaz bir sevinç  ve

dingin bir huzurla doluyuz.

 

 

Bu gün,  yarın içi  hazırlanıyoruz. Nasıl  mı?

Düşüncelerimiz,          konuştuğumuz          kelimeler,

 

kabul         ettiğimiz

şekillendiriyor. 


inançlar


yarınlarımızı

 

Yaşadığımız en acı dolu anlar, bize gelişim  için en büyü fırsatları sunan

anlardır. Bu anlar, daha büyük bir öz saygı ve öz sevgiye ulaşmamız için fırsat olur.

Bizler bu evrende hızlandırılmış bir “Kişisel Gelişim Seminerindeyiz.” Artık daha önce

olmadığı kadar  kendinize sevgi, saygı ve sabır  dolu olmanın  zamanı. Bizler olağan

üstü bir evrende, mükemmel  bir  varlık olma potansiyelimize doğru gelişmek ve

değişmek için çabalamalıyız. Hayat bir öğrenme sürecidir. Bizler, burada öğrenmek,

gelişmek için varız.  

Benzer Yazılar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yaz...

İsim :